50 research outputs found

    The sculpture bibliography of the Hellenistic age

    Get PDF
    Hellenistik Çağ Heykeltıraşlığı hakkında ulusal ve uluslar arası yazılmış bilimsel nitelikteki makalelerin, kitapların, tezlerin toplanarak Hellenistik çağ heykeltıraşlığı üzerine bir bibliyografya oluşturulmuştur. Çalışmada öncelikle arkeoloji üzerine yazılmış ulusal ve uluslar arası süreli yayınların, üniversitelerin bünyesinde çıkan arkeoloji dergilerinin ve antik kaynakların bir listesi çıkarılıp taranmıştır. Helenistik çağ ve heykeltıraşlığıyla ilgili yazılmış kitap, makale ve tezlere ait bibliyografik künyeler toplanmıştır. YÖK'ün tezler katalogu taranmıştır. Anadolu'da ve Anadolu dışında önemli heykeltıraşlık örneklerinin bulunduğu merkezler üzerinde yoğunlaşan bir araştırma yapılmıştır. Döneme damgasını vuran önemli heykeltıraşlık örnekleri ve Hellenistik çağ kentleri üzerinden araştırma yapılmıştır. Bu proje kapsamında toplanılan verilerden yola çıkarak, ilk aşamada bölgelere, konulara, ya da dönemlere ayrılmış bir bibliyografya oluşturulmak istenmiştir. Ancak birbiri içinde anlatılmış konular olduğundan sağlıklı bir çalışma olmayacağını düşünerek kitaplar ve makaleler adı altında daha kapsamlı bir ayrıma gidilmiştir. Bu çalışma ile hem bibliyografya hem de yapılacak istatistikî değerlendirmelerin bundan sonraki Hellenistik çağ heykeltıraşlığı ile ilgili çalışmalara zemin teşkil etmesi açısından büyük bir fayda sağlayacağı düşünülmüştür.A bibliography is formed by collecting national and international articles, books and thesis that were written about Hellenistic Age Sculpture. In the study, firstly a list about national and international periodical publications, archeology magazines that are published in Universities and antique sources was prepared and then scanned. Bibliographic tags were collected from books, articles, and thesis that were written about Hellenistic Era and Sculpture. Thesis Catalogue of YÖK is scanned. A research was conducted in the centers of areas that have important sculpture models in Anatolia and around Anatolia. The research is started with searching important sculpture models and Hellenistic Age city. In this project content, at first step, a bibliography which is divided into regions, topics or eras is wanted to form with the help of data. It is needed to make a comprehensive distinction in the name of books and articles to make a reliable work because topics are told intricate. It is thought that this study will be helpful for researches that would be conducted on Hellenistic Age Sculpture for bibliography and statistical evaluations

    The Promise of EV-Aware Multi-Period OPF Problem: Cost and Emission Benefits

    Full text link
    In this paper, we study the Multi-Period Optimal Power Flow problem (MOPF) with electric vehicles (EV) under emission considerations. We integrate three different real-world datasets: household electricity consumption, marginal emission factors, and EV driving profiles. We present a systematic solution approach based on second-order cone programming to find globally optimal solutions for the resulting nonconvex optimization problem. To the best of our knowledge, our paper is the first to propose such a comprehensive model integrating multiple real datasets and a promising solution method for the EV-aware MOPF problem. Our computational experiments on various instances with up to 2000 buses demonstrate that our solution approach leads to high-quality feasible solutions with provably small optimality gaps. In addition, we show the importance of coordinated EV charging to achieve significant emission savings and reductions in cost. In turn, our findings can provide insights to decision-makers on how to incentivize EV drivers depending on the trade-off between cost and emission.Comment: 10 pages, 6 figures, 2 table

    The intermittent drying of wheat by microwave and fluidized bed drying

    Full text link
    [EN] The objective of the study is to investigate the effects of different drying processes (convective hot air, microwave, and fluidized bed drying) and combined drying methods on the drying characteristics and physical properties of the dried wheat and the power consumption of the dryers. The lowest moisture content and water activity values were observed for the 25min of drying in fluidized bed dryer (60°C) and following 16min in microwave dryer (540W). The lowest power consumption was observed in the 60°C-180W fluidized bed-microwave combination (0.77kWh) compared to the other combined trials.Türkoğlu, T.; Baykal, H.; Yüksel, H.; Çalışkan Koç, G.; Dirim, S. (2018). The intermittent drying of wheat by microwave and fluidized bed drying. En IDS 2018. 21st International Drying Symposium Proceedings. Editorial Universitat Politècnica de València. 1543-1550. https://doi.org/10.4995/IDS2018.2018.7467OCS1543155

    Instant determination of the artemisinin from various Artemisia annua L. extracts by LC-ESI-MS/MS and their in-silico modelling and in vitro antiviral activity studies against SARS-CoV-2

    Get PDF
    Introduction Numerous efforts in natural product drug development are reported for the treatment of Coronavirus. Based on the literature, among these natural plants Artemisia annua L. shows some promise for the treatment of SARS-CoV-2. Objective The main objective of our study was to determine artemisinin content by liquid chromatography electrospray ionisation tandem mass spectrometry (LC-ESI-MS/MS), to investigate the in vitro biological activity of artemisinin from the A. annua plants grown in Turkey with various extracted methods, to elaborate in silico activity against SARS-CoV-2 using molecular modelling. Methodology Twenty-one different extractions were applied. Direct and sequential extractions studies were compared with ultrasonic assisted maceration, Soxhlet, and ultra-rapid determined artemisinin active molecules by LC-ESI-MS/MS methods. The inhibition of spike protein and main protease (3CL) enzyme activity of SARS-CoV-2 virus was assessed by time resolved fluorescence energy transfer (TR-FRET) assay. Results Artemisinin content in the range 0.062-0.066%. Artemisinin showed significant inhibition of 3CL protease activity but not Spike/ACE-2 binding. The 50% effective concentration (EC50) of artemisinin against SARS-CoV-2 Spike pseudovirus was found greater than 50 mu M (EC45) in HEK293T cell line whereas the cell viability was 94% of the control (P < 0.01). The immunosuppressive effects of artemisinin on TNF-alpha production on both pseudovirus and lipopolysaccharide (LPS)-induced THP-1 cells were found significant in a dose dependent manner. Conclusion Further studies of these extracts for COVID-19 treatment will shed light to seek alternative treatment options. Moreover, these natural extracts can be used as an additional treatment option with medicines, as well as prophylactic use can be very beneficial for patients

    Ulusaldan Küresele: Popülizm, Demokrasi, Güvenlik Konferansı

    Get PDF
    Öngörülmesi giderek güçleşen, sarsıntılı ve savrulmalı zamanlardan geçiyoruz. İkinci Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş ortak deneyimleri sonrasında 1950’lerden ve 1990’lardan itibaren demokratik sistemlerin peş peşe dalgalarla meşrulaşacağı, yaygınlaşacağı ve güçleneceği öngörüsü hakimdi. Ancak son yıllarda yaşanan bazı gelişmelerle demokrasilerin geleceği tekrar sorgulanmaya başladı. Gerek 11 Eylül ile başlayan ve IŞİD ile devam eden ve şiddet içeren İslamcı radikalizm, gerek Batı demokrasilerinde popülist radikal sağ hareketlerin ve beyaz ırkçı grupların yükselişi ve iktidara gelişi, bir yandan güvenlik-özgürlük ikileminin demokrasi dengesini bozdu, bir yandan da hem demokratik sistemlerin hem dünya barışının geleceğini bizi tekrar sorgular, sorgulatır hale getirdi. Demokrasileri bildiğimizi zannediyoruz, ama demokrasiler ile ilgili daha öğrenmemiz gereken çok şey var. Demokrasi kaderimiz de geleceğimiz de olmak zorunda değil belki de. Ya da belki yanlış yerden soru sormaya başlıyoruz, belki demokrasi yerine yeni bir referansa ihtiyacımız var. Aslında demokrasileri çantada keklik görmeyip, sabırla büyütüp yeşertmek, geliştirmek, korumak, ileri safhalara taşımak ve bizden sonraki nesillere aktarmak bir sorumluluk, ve bu sorumluluk bizlere ait. Popülizm, demokrasi, güvenlik kavramlarının her biri bugün sıkça ve yaygın olarak kullandığımız kavramlar olarak gündelik sohbetlerimizin içine kadar girmiş durumda. Bu yaygın kullanımlarına rağmen her bir kavram, üzerine düşünmeye, tartışmaya ve değerlendirmeye tekrar tekrar olanak verecek derinlikte. Her bir tartışma bir diğerini açarken, farklı gibi görünen bu kavramların birbirleriyle kesiştikleri zeminler bulmak mümkün. Popülist liderlerin politikaları bütün siyaset yapma biçimlerini kendine çeken ya da kendinden uzaklaştıran eksenler yaratarak her ikisini de aynı anda besleyebiliyor. Popülist politikaya angaje olan liderler ve grupların yanında bu politikaya karşı mücadele eden kişiler ve kitleler de yok değil, ancak kimi zaman bu kitleler eleştirdiği bu siyaset biçiminin kurucu öznesi haline de gelebiliyor. Bunun karşısında tabandan gelen demokratikleşme talepleri ve popülist siyasetle beraber kurumsallaşan diğer politika yapma biçimleri, demokrasi anlayışımızı farklı yönlere çekebiliyor. Bu demokratikleşme talepleri kimi zaman olumlu karşılıklar alsa da, kimi zaman devletlerin güvenlik politikaları ile etkisizleştirilmeye ve bastırılmaya çalışılıyor. Güvenlik politikalarının alanı günümüz teknolojisi sebebiyle o kadar genişledi ki, bu politikanın nesnesi haline gelmemiş varlık ve alan bulmak neredeyse mümkün değil. Ulusaldan Küresele: Popülizm, Demokrasi, Güvenlik konferansımız bu alanların kendine özgülüklerini göz önünde bulundururken, aralarındaki kesişimleri de ortaya koyan pek çok değerli sunuma ev sahipliği yaptı. Konferansın düzenlenmesinde emeği geçen herkese, ve bu bildiri kitabında tam metinleri ve özetleri bulunan bütün katılımcılarımıza çok teşekkür ederiz.Publisher's Versio

    Cuttıng Forces And Surface Roughness Analysıs At Dın 1.2312 Mold Steel Durıng Drıllıng Operatıons

    No full text
    Mühendislik faaliyetlerinin sürdürüldüğü bütün alanlarda emniyetli bir çalışma ortamının gerçekleştirilmesi, üretilecek ürün ve sistemin uzun ömürlü, kaliteli ve ekonomik olabilmesi için kesici takım ve tezgâhları etkileyen kuvvetlerin önemi son derece fazladır. En uygun kesme parametrelerinin belirlenebilmesi için kesme kuvveti değerlerinin bilinmesi gerekir. Bu nedenle kuvvetlerin ölçülüp, deneysel olarak analiz edilmesi önemlidir. Bu çalışmada, sanayide plastik enjeksiyon kalıplarında, basınçlı döküm ve yüksek basınç altında şekillendirme kalıpları vb. alanlarda yaygın olarak kullanılan AISI P20+S (DIN 1.2312) kalıp çeliğinin delinebilirliği incelenmiştir. Bu araştırma kapsamında AISI P20+Snin delinebilirliği deneysel çalışmalarla ortaya konulmuştur. Delme işlemi iki farklı uç açısına sahip (118°-135°), 8 mm çapında, TiN kaplamalı ve kaplamasız HSS matkaplarla gerçekleştirilmiştir. Delme esnasında oluşan kesme kuvvetleri ve yüzey pürüzlülükleri incelenmiştir. Deneyler, kuru işleme şartlarında dört farklı kesme hızı (6, 8, 10, 12 m/dak) ve üç ilerleme miktarında (0,1; 0,15; 0,125 mm/dev) gerçekleştirilmiştir. Deneysel çalışmaların sonucunda elde edilen veriler ışığında önemli bir izlenebilirlik kriteri olan ilerleme kuvveti ve tork ölçülmüştür. Seçilen parametrelerin ilerleme kuvvetleri, tork ve yüzey pürüzlülüğü, kesici uç aşınması üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Yapılan çalışmalar sonucunda artan ilerleme miktarı ile kesme kuvvetlerin arttığı ve artan uç açısının kesme kuvvetleri düşürdüğü görülmüştür. Ayrıca TiN, kaplama delme esnasında moment ve kesme kuvvetleri değerlerinin düşmesinde ve kesici takımdaki aşınmayı önlemede önemli bir rol oynamıştır.All the forces affecting cutting tools and benches must be accurately and precisely measured in order to ensure a safe working environment in all areas where engineering activities are carried out and to ensure that the product and system to be produced are long lasting, qualified and economical. Cutting force values must be known in order to determine optimum cutting parameters. For this reason, it is important that forces are measured and analyzed experimentally. In this study, the drillability of AISI P20 + S (DIN 1.2312) die steel, which is widely used in the plastic injection molds, die casting, high pressure molding and etc., was examined. This study demonstrated the drillability of AISI P20 + S experimentally. Drilling was carried out with 8 mm diameter HSS drill bits with two different tip angles (118° -135°) and TiN coated and uncoated. Drilling operation has been examined in terms of the cutting forces and surface roughness. Experiments were performed at four different cutting speeds (6, 8, 10, 12 m / min) and three feed amounts (0,1; 0,15; 0,125 mm). As a result of experimental studies, the thrust force and torque, which are crucial machinability criterions, were measured and the effects of the selected parameters on the thrust force, torque, surface roughness and cutting tool wear were investigated. It was seen that the cutting force increased with the increasing amount of feed, but the cutting force decreased with the increasing of tip angle. In addition, TiN coating plays an important role in reducing torque values by use of reducing friction during drilling and prevent to wear on cutting tool

    Kentsel yeşil alanlarda ekosistem servislerinin hesaplanması: Karşıyaka örneği

    No full text
    Yeşil alanlar, kentlerin yaşanabilirliğini ve toplumların refahını arttıran çeşitli ekosistem servisleri sunmaktadır. İklim değişikliği, ekosistemlerin bozulması, çevre kirlilikleri gibi küresel sorunların kentlerde oluşturduğu zorluklar karşısında kentsel ekosistem servislerinin miktarının, kalitesinin ve çeşitliliğinin belirlenmesi gerekmektedir. Ekosistem servislerini güvence altına almak ve desteklemek sürdürülebilir ve dirençli kentler oluşturmak için oldukça önemlidir. Çalışmada Karşıyaka ilçesinin yeşil alan sisteminin sağladığı düzenleyici ekosistem servislerinin hesaplanması amaçlanmıştır. Bu kapsamda kentsel yeşil alan sistemi haritalanmış ve bu alanların karbon tutma, hava temizleme, yağış suyunu tutma ve yüzey sıcaklığını azaltma potansiyelleri uzaktan algılama teknikleri ve coğrafi bilgi sistemleri aracılığıyla ArcGIS 10.7.1 yazılım modüllerinde hesaplanmış ve haritalanmıştır. Bulgular yeşil alanların kentin %24’ ünü oluşturduğunu göstermiştir. Yeşil alanların karbon depolama potansiyeli 24 ton/ha, partikül madde tutma potansiyeli 4,68 gr/m2 olarak hesaplanmıştır. Kentsel ısı adası yoğunluk indeksi, sıcak adaların kentin orta ve kuzeyinde, serin adaların ise güneydeki kıyı bölgesinde yoğunlaştığını göstermiştir. Yağış suyuna yönelik analizlerde kentin kuzeyindeki yeşil alanların batısındaki yeşil alanlara kıyasla daha yüksek yüzey akışına sahip olduğu belirlenmiştir. Çalışmada elde edilen bulgular temelinde kentin direncinin arttırılmasına yönelik öneriler geliştirilmiştir.Green spaces provide a variety ecosystem services that improve city livability of cities and well-being of communities. The quantity, quality and diversity of urban ecosystem services must be determined in the face of global problems such as climate change, ecosystem degradation, and environmental pollution. Securing and supporting ecosystem services is crucial to building sustainable and resilient cities. In the study, it was aimed to calculate the regulatory ecosystem services provided by the green space system of Karsiyaka district. In this context, the urban green space system is mapped. The potential of these areas carbon storage potential, air pollution potential, SCS curve number and heat island (land surface tempature) has been calculated and mapped in ArcGIS 10.7.1 software modules through remote sensing techniques and geographic information systems. The findings showed that green spaces accounted for 24% of the city. The carbon storage potential of green areas is 24 tons/ha and the particulate matter removal potential is 4.68 gr/m2. The urban heat island density index showed that the hot islands were concentrated in the central and north of the city while the cool islands were concentrated in the southern coastal region. Analysis of precipitation water found that the green areas in the north of the city had a higher surface flow than the green areas to the west. On the basis of the findings of the study recommendations for increasing the resistance of the city were developed

    İnmeli Bireylerde Konnektif Doku Masajının Otonomik Fonksiyon Bozukluklarına Etkisi

    No full text
    Korkmaz Bas, YT. The Effect of the Connective Tissue Massage on Autonomic Dysfunctions in Stroke Survivors, Hacettepe University, Graduate School of Health Sciences, Master Science Thesis in Physical Therapy and Rehabilitation Program, Ankara, 2019. In this study, the effect of the connective tissue massage (CTM) on the hand temperature and autonomic dysfunction symptoms were investigated in stroke survivors with autonomic dysfunction. This study was carried out on 40 stroke survivor and 40 healthy total 80 individuals. Stroke survivors were divided on two groups; control and CTM group. CTM was applied one season each day (15-20 minutes), during ten days. In CTM group, heart rate, blood pressure (systolic and diastolic), respiratory rate, galvanic skin resistance (GSR) (bilateral), hand temperature (bilateral) measurements were taken four times, before the treatment, immediately after the treatment, fifteenth minutes after the treatment and thirtieth minutes after the treatment. The evaluation were repeated on first and the eleventh day to look the cumulative effect in CTM and control groups. Also autonomic dysfunction questionnaire and RRIV measurements were taken on first and the eleventh day for the evaluation of the effect CTM on autonomic functions. At the end of the treatment, while systolic blood pressure were significantly decreased in the measurement of immediately after the CTM in first session, diastolic blood pressure and respiratory rate were not changed significantly. All the same bilateral hand temperature were significantly increased immediately after treatment, however there were no significant changes in fifteenth and thirtieth minutes measurements and cumulative effect. Additionally there were no significant changes on heart rate, GSR, RRIV values. While thermal dysfunction, sphincter dysfunction and gastroparesis symptoms which examined in autonomic dysfunction questionnaire were significantly improved, orthostatic symptoms and skin changes were not change significantly. Besides of these GSR values of heathy participants were aseessed to determine the norm value. In the light of this results, CTM may take place in the patient‟s physiotherapy and rehabilitation programs because of reducing the some autonomic dysfunction symptoms of stroke survivors. Key words: Stroke, connective tissue massage, autonomic function, hand temperature, physiotherapyONAY SAYFASI iii YAYIMLAMA VE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI BEYANI iv ETİK BEYAN v TEŞEKKÜR vi ÖZET vii ABSTRACT viii İÇİNDEKİLER ix SİMGELER VE KISALTMALAR xi ŞEKİLLER xii TABLOLAR xiii 1. GĠRĠġ 1 2. GENEL BĠLGĠLER 3 2.1. İnme 3 2.1.1. Epidemiyoloji 3 2.1.2. İnme Türleri 4 2.1.3. İnmede Kullanılan Tedavi Yöntemleri 6 2.2. Otonomik Sinir Sistemi 7 2.2.1. Sempatik Sinir Sistemi 7 2.2.2. Parasempatik Sinir Sistemi 7 2.3. Konnektif Doku Masajı 8 2.3.1. Konnektif Doku Muayenesi 13 2.3.2. Konnektif Doku Masajının Kullanıldığı Çeşitli Hastalıklar 15 3. BĠREYLER VE YÖNTEM 16 3.1. Hasta Seçimi 16 3.2. Değerlendirme 17 3.2.1. Otonomik Disfonksiyon 18 3.2.2. Kan basıncı ve Kalp Hızı 18 3.2.3. Galvanik Deri Rezistansı 18 3.2.4. El Isısı 19 3.3. Konnektif Doku Masajı 20 3.3.1. Temel Bölge 20 ix x 3.3.2. Alt Torakal 21 3.3.3. Skapular Bölge 22 3.3.4. İnterskapular Bölge 22 3.3.5. Servikal Bölge 23 3.3.6. Oksipital Bölge: 24 3.4. İstatistiksel Analiz 25 4. BULGULAR 26 4.1. Bireylerin Tanımlayıcı Özellikleri 26 4.2. Kalp Hızı 27 4.3. Kan Basıncı 28 4.4. Solunum Hızı 31 4.5. R-R İnterval Varyasyonu 33 4.6. Galvanik Deri Rezistansı 33 4.7. El Isısı 36 4.8. Otonomik Disfonksiyon 39 4.8.1. Pozisyon değişikliği ile çarpıntı, sersemlik, bulanık görme hissi 40 4.8.2. Deri Etkilenimi (Değişikliği) 41 4.8.3. Termal Disfonksiyon 41 4.8.4. Sfinkter Disfonksiyonu 42 4.8.5. Seksüel Disfonksiyon 43 4.8.6. Gastroparezis 43 5. TARTIŞMA 45 6. SONUÇLAR VE ÖNERİLER 53 7. KAYNAKLAR 54 8. EKLER EK 1. Etik Kurul Onayı EK 2. Değerlendirme Formu EK 3. Otonomik Disfonksiyon Anketi EK 4. Orjinallik Ekran Çıktısı EK 5. Dijital Makbuz 9. ÖZGEÇMİŞKorkmaz BaĢ, YT. Ġnmeli Bireylerde Konnektif Doku Masajının Otonomik Fonksiyon Bozukluklarına Etkisi, Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Programı Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2019. Bu çalışmada, otonomik fonksiyon bozukluğu olan inmeli bireylerde, konnektif doku masajının (KDM) el ısısına ve otonomik fonksiyon bozukluklarına olan etkisi araştırıldı. Araştırmaya 40 inmeli, 40 sağlıklı toplam 80 birey dahil edildi. İnmeli bireyler KDM ve kontrol grubu olarak ikiye ayrıldı. KDM, 10 gün boyunca, hergün, günde 1 seans, yaklaşık 15-20 dakika sürecek şekilde uygulandı. Kalp hızı, kan basıncı (sistolik ve diastolik), solunum hızı, galvanik deri rezistansı (GDR) (bilateral), el ısısı (bilateral) ölçümleri, KDM grubunda tedavi öncesi, tedaviden hemen sonra, tedavi sonrası 15. dk. ve 30. dk. olmak üzere dört defa yapıldı. Kümülatif etkiye bakmak için ise KDM ve kontrol grubunda bu ölçümler 1. gün ve 11. gün yapılarak kaydedildi. KDM‟nin otonomik fonksiyonlara olan etkisini sorgulamak için otonomik disfonksiyon anketi ve R-R interval varyasyon (RRİV) ölçümü 1. ve 11. gün yapılarak kaydedildi. Çalışma sonunda, KDM grubunda ilk seansta tedaviden hemen sonra yapılan ölçümde sistolik kan basıncında azalma görülürken, diastolik kan basıncı ve solunum hızında anlamlı bir değişiklik görülmedi. Bununla birlikte bilateral el ısısında KDM sonrası yapılan ilk ölçümde anlamlı ölçüde artma görülürken 15. dk, 30. dk ölçümlerinde ve kümülatif olarak anlamlı bir değişiklik görülmedi. Ayrıca kalp hızı, GDR, RRİV değerlerinde de anlamlı bir sonuç elde edilemedi. Otonomik disfonksiyon anketinde sorgulanan termal disfonksiyon, sfinkter disfonksiyonu ve gastroparezis semptomlarında kontrol grubuna kıyasla anlamlı ölçüde iyileşme görüldü, bununla birlikte ortostatik semptomlar ve deri etkilenimi semptomlarında anlamlı bir fark elde edilemedi. Ayrıca sağlıklı bireylerin bilateral el GDR değerleri ölçüldü ve galvanik deri rezistansına norm değer belirlemek amacıyla kullanıldı. Bu sonuçlar göz önüne alındığında, KDM‟nın inmeli bireylerin yaşadığı bazı otonomik fonksiyon bozukluklarını azaltmada etkili olduğu ve hastaların fizyoterapi ve rehabilitasyon programları içerisinde yer alması gerektiği görüşüne varıldı. Anahtar Kelimeler: İnme, konnektif doku masajı, otonomik fonksiyon, el ısısı, fizyoterap

    Modeling and Simulation of High Speed Railway Vehicle Dynamics

    No full text
    This study aims to provide mathematical model(s) for the simulation of high speed railway vehicles. The dynamic behavior of a high speed train is divided into three uncoupled motions: vertical, lateral, and longitudinal. Two models with different complexities are used to simulate vertical plane response of the vehicle to track vertical irregularities. Different wheel-rail contact formulations are utilized to simulate the lateral plane motion of the vehicle on tangent and curved tracks. For both vertical and lateral dynamics modeling, a single wagon is assumed to simulate the whole vehicle. Finally, wagon interactions are taken into account and the response of a full train to different traction/braking inputs are analyzed. The models are parametric and they are used to develop computer programs to simulate train motion. Using a set of parameters obtained from literature, different case studies were performed to test model functionality. It was observed that 10 degree of freedom model can predict the vertical behavior quite well. In wheel-rail contact modeling, the nonlinearities should be included in the system and the wheel profile with its tread and flange sections should be introduced to obtain accurate results. Finally, in longitudinal dynamics modeling, the stopping time and distance between wagons with respect to braking delay and wagon to wagon connection are examined
    corecore